Birkaç gündür Defne Joy Foster’ın astım hastası olması dolayısıyla, olası ölüm nedenleri üzerine yayın yapıyoruz. Ama çok dikkatli davranmaya çalışıyoruz.
Aman özel hayat girmeyelim. Aman peşin hükümden kaçınalım. Alt yazılara dikkat edelim. Konuşulanların sadece ihtimaller olduğunu, kesin durumun nihai incelemeler sonucu belli olacağını sık sık hatırlatalım.
Daha ilk günde bir şey fark ettik: Bu ülkede 4 milyon astımlı varmış. Onların birlikte yaşadığı kişileri de kabaca hesap ettiğimizde en az 10-12 milyon insanı ilgilendiren bir hikaye var önümüzde. Yani önemli ve ibretlik bir hikaye… Olası bir acil durumda “Ne yapmalı?” sorusu… Kamu yararı milyonlarca insanla ölçülen bir konu… Milyonlara hitap eden bir sağlık sorunu… Bir arkadaşınızın astım hastası olduğunu bilmenizin hayati önemi…
Ama biz yayınlarımızda bunca şeye dikkat ederken, konuyu Defne’nin özel hayatı üzerine odaklamamaya çalışırken, bir büyüğümüz “Su testisi su yolunda kırıldı” dedi ve kendince olayı bitirdi.
Sanki konuyu böyle ele almak isteyenler, ya da böyle düşünmeye meyilli olanlar için, çok büyük bir popülist ve ahlakçı zemin eksikliği vardı da onu tamamladı.
Biz yaşayanların özel hayatına mümkün mertebe özen gösterirken; acımasız ifade, başlık, haber ve yorumlardan kaçınırken; birileri ölenlerin, yani ardından dile getirilen yorumlara tek bir yanıt dahi veremeyecek durumda olanların özel hayatını hiçe saydı: “Su testisi su yolunda kırıldı.”
Bu ne demek biliyorsunuz. Bu söz ne anlama gelir biliyorsunuz.
“Kimse bu kişiyi gençliğin rol modeli diye takdim etmesin” demiş bir de. Gören de gençliği korumak adına anayasal durumdan ilham alan bir tutum sanır. Tıpkı son içki düzenlemesini savunanların yaptığı gibi.
Bence sorun ne biliyor musunuz? Bazı yazarlar var: Dokunulmazlar. Çünkü haklarındaki en büyük şehir efsanesi bu: Dokunulmazlar. Peki unutulmazlar mı? Size kalmış.
Defne Joy Foster'a ayıp
Birkaç gündür Defne Joy Foster’ın astım hastası olması dolayısıyla, olası ölüm nedenleri üzerine yayın yapıyoruz. Ama çok dikkatli davranmaya çalışıyoruz.
Aman özel hayat girmeyelim. Aman peşin hükümden kaçınalım. Alt yazılara dikkat edelim. Konuşulanların sadece ihtimaller olduğunu, kesin durumun nihai incelemeler sonucu belli olacağını sık sık hatırlatalım.
Daha ilk günde bir şey fark ettik: Bu ülkede 4 milyon astımlı varmış. Onların birlikte yaşadığı kişileri de kabaca hesap ettiğimizde en az 10-12 milyon insanı ilgilendiren bir hikaye var önümüzde. Yani önemli ve ibretlik bir hikaye… Olası bir acil durumda “Ne yapmalı?” sorusu… Kamu yararı milyonlarca insanla ölçülen bir konu… Milyonlara hitap eden bir sağlık sorunu… Bir arkadaşınızın astım hastası olduğunu bilmenizin hayati önemi…
Ama biz yayınlarımızda bunca şeye dikkat ederken, konuyu Defne’nin özel hayatı üzerine odaklamamaya çalışırken, bir büyüğümüz “Su testisi su yolunda kırıldı” dedi ve kendince olayı bitirdi.
Sanki konuyu böyle ele almak isteyenler, ya da böyle düşünmeye meyilli olanlar için, çok büyük bir popülist ve ahlakçı zemin eksikliği vardı da onu tamamladı.
Biz yaşayanların özel hayatına mümkün mertebe özen gösterirken; acımasız ifade, başlık, haber ve yorumlardan kaçınırken; birileri ölenlerin, yani ardından dile getirilen yorumlara tek bir yanıt dahi veremeyecek durumda olanların özel hayatını hiçe saydı: “Su testisi su yolunda kırıldı.”
Bu ne demek biliyorsunuz. Bu söz ne anlama gelir biliyorsunuz.
“Kimse bu kişiyi gençliğin rol modeli diye takdim etmesin” demiş bir de. Gören de gençliği korumak adına anayasal durumdan ilham alan bir tutum sanır. Tıpkı son içki düzenlemesini savunanların yaptığı gibi.
Bence sorun ne biliyor musunuz? Bazı yazarlar var: Dokunulmazlar. Çünkü haklarındaki en büyük şehir efsanesi bu: Dokunulmazlar. Peki unutulmazlar mı? Size kalmış.
7 Şubat 2011