Veda Son

HOŞÇAKALIN

Bir veda yazısı yazmam gerekli. Derginin genel yayın yönetmenliğinden kovuldum. “Kaç yıl geçti hala bu koltuktasın, sen git artık biz yenisini bulduk” dediler.  Peki dedim. Gerçekten de yenisi de yenisi yani. Tam profesyonel bir dergici.

Şaka bir yana dostlar, değerli büyüklerim, mükemmel bir gönüllü kadroyla tam 4 yıldır gönüllü olarak yürüttüğüm yayın yönetmenliğini, Fatih Türkmenoğlu’dan aldığım bu bayrağı Banu Göçmen’e devrediyor ve huzurunuzdan çekiliyorum.

Benim küçük ve küçüklüğünden hep şikayet ettiğim, bir türlü sığamadığım, ayağımı nereye atsam bir kitaba, dokümana ya da CD’ye çarpan bir çalışma odam var. İşte bu odamın karmakarışık kitaplığının en tepesinde üst üste dizilmiş, zaten yüksekte olduğu için adeta bana tepeden kule gibi bakan Boğaziçi dergileri var. İndirdim hepsini aşağı. Başladım yolculuğa.

Dergiyle ilk tanışmam Ocak 2001. Ardından dosyalarım ve röportajlarım var diğer sayılarda. Ocak 2003 sayısında ilk editoryal yazım girmiş, yayın yönetmeni olarak.

Vay be dedim. Ben yayın yönetmeniyken neler olmuş? (Bu dört yılda Türkiye’de ve dünyada olan olaylar değil de dergimizin sayılarına yansıyanlara bakarak)

ABD demokrasi ve barış getirmek üzere Irak’a girmiş...
Adalet ve Kalkınma Partisi YÖK’ü YEK (Yüksek Öğretim Eşgüdüm Kurulu) yapmaya kalkışmış...
Nisan 2003’te cephede savaş muhabirliği yapan Boğaziçililerden mektup gelmiş dergimize...
Amerikan askerleri Saddam Hüseyin’in heykelini büyük bir şovla devirmiş...
Irak’taki tarih yağmasını, tarihin şekillendiği topraklarda tarihin bitişine tanıklık diye vermişiz...
Büyük öykücü Tomris Uyar’61 ölmüş...
Boğaziçi Üniversitesi 140.yılı kutlamış...
2003 sonbaharı Tuğrul Şavkay’ın son baharı olmuş...
Kıbrıs’ta seçim olmuş, Mehmet Ali Talat kazanmış...
2004 gelmiş, uzmanlar 2004’ü Türkiye’nin kader yılı olarak yorumlamış dergimize...
Prodi ziyaret etmiş üniversitemizi, Boğaziçi AB komisyonu başkanını ağırlayan ilk üniversite olmuş...
Cem Karaca’59 ölmüş, Parka’yı, Tamirci Çırağı’nı, Resimdeki Gözyaşları’nı ilelebet miras bırakmış bizlere...
Yes be annem sloganıyla yola çıkan Kıbrıs Türkleri Annan Planı’na evet demişler...
Kardeş Türküler “Mirkut adlı klibimizi yayımlayacak kanal aranıyor” diye gazeteye büyük bir ilan vermiş ve bir anda gündem yaratmış...
Prof. Ayşe Soysal Boğaziçi Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü olmuş...
BÜMED kalite ödülü finalisti olmuş...
17 Aralık 2004 zirvesinde Türkiye ile müzakerelere 3 Ekim 2005’te başlama kararı alınmış...
BÜMED 20. yaşını kutlamış...
Türkiye’nin kalbini titreten adam, Melih Kibar’76 ölmüş...
İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri başlıklı konferans daha yapılamadan olay yaratmış, bir süre de yapılamamış zaten...
Sedat Ergin’75 Miliyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni olmuş...
Güzel insan, sevgili hocamız Jak Deleon ölmüş...
RC ve BÜ’nün kurucuları Hamlin ve Robert’in torunları kampüste buluşmuş...
AB Türkiye ile müzakereleri başlatmış...
BÜMED Ulusal Kalite Ödülü almış...
Erguvan Toplantıları başlamış, AB Müzakere Çerçeve Belgesi’nin artıları ve eksileri sıkı bir kadroyla değerlendirilmiş...
Dergimizin yazı kurulu üyesi Hakan Yaman’89 ölmüş...
Kandilli Rasathanesi deprem erken uyarı sistemini tamamlamış...
Onbinler Bülent Ecevit’e (RC’44) güle güle demiş ağlayarak...

Ve bu satırları yazarken de Hrant Dink ile İsmail Cem’in ölüm haberleri kavurmuş yüreğimizi. Biri eşinin kucağından kopmuş ülkesinden kopmamak pahasına ve onbinleri “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeniyiz” diyerek yürütmüş peşinden, diğeri bir beyefendi, bir yakışıklı, bir düşünür, bir entelektüel olarak Türk siyasetine daha çok şey katabilecekken yitmiş.

Daha çok ama çok şey yazmak isterdim, bu veda yazısında, onlara dair...
Daha çok ama çok şey yazmak isterdim dergideki arkadaşlarıma dair...
Ama yayın yönetmeni diye sayfalar ayrılmıyor insanın editoryal yazısına.
Geldim, gönüllü görevimi yaptım, şimdi de gidiyorum.
Dergiyi, daha ileri noktalara taşıyacak bir başka gönüllü profesyonele bırakıyorum.
Sağlıcakla...

Toplam Yorum: ...
captcha
Resimde gördüğünüz harfleri yukarıdaki alana giriniz