BİR CD’NİN İÇİNDEN BİR DÜNYA ÇIKAR MI?

Kardeş Türküler’in son albümü Bahar’ın içinden çıkıyor. Hem de bir değil bin dünya çıkıyor.

İnsanları farklı özellikleriyle bir arada, eşitçe, paylaşımcı huzur içinde ne yaşatır sorusunun yanıtını arıyorsanız, Kardeş Türküler’i dinlemeden gerçekleştireceğiniz arayış inanın eksik kalacaktır.

Türkçe, Kürtçe, Arapça, Çerkezce, Çingenece... Öyle güzel buluşuyor ve öyle peş peşe sıralanıyor ki albümde...

Neler geçmiyor ki albümün içinden... Bir dünya geçiyor. Farklı kökenden onlarca kültürün resm-i geçit töreni gibi.

Barışın, demokrasinin, çoğulculuğun, uzlaşmanın formülünü bu toprakların dışında arayanlara, çözümün ancak ve ancak bu topraklardan fışkıracağını gösteren bir ibret belgesi gibi.

Bu arada albüm sayesinde çoğumuzun hafızasında silinmez yeri olan iki parçanın da orijinallerini öğreniyoruz. Siz Erkin Koray’ın Şaşkın’ının aslının Al-eyn Mulayyati, MFÖ’nün Mecburen’inin aslının da Medet adlı arapça parçalar olduğunu biliyor muydunuz?

“Gökmen amma da övmüşsün Kardeş Türküler’i” diyorsanız affedin beni. Bu grupla özel bir bağım da var benim. Yıllar önce Boğaziçi Folklor Kulübü’nün çatısı altında birlikte müzik yaptığım arkadaşlarım var içlerinde. Bazılarının müziğe ilk adımlarını attıkları, gitarın tellerine ilk dokundukları günleri hatırlıyorum. Yıllar sonra bu grubun bu kadar çoğaldığını, zenginleştiğini, ustalaştığını gördükçe de hep şapka çıkarasım geliyor. Onlar çok önemli bir boşluğu doldurdular Türkiye’de.

Albümleri dönemin dışişleri bakanı İsmail Cem tarafından AB temsilcilerine Türkiyedeki hoşgörünün simgesi olarak takdim edilen bu grup Boğaziçi’nden çıktı. Tam da Boğaziçi’nin özgürlükçü, çoğulcu anlayışına uygun olarak.

Yani Boğaziçi, öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin Boğaza karşı ne idüğü belirsiz işlerle meşgul oldukları bir yer değil.Boğaziçi Boğazın en güzel çiçeklerinin açtığı bir yer.

Eylül sayısında görüşmek üzere...
İyi tatiller...