Nisan 2004

Tamirci Çırağı’ndan Kahya Yahya’ya

Cem Karaca öldü.
Kuru bir haber cümlesi gibi.
Parka’nın, Tamirci Çırağının Resimdeki Gözyaşları’nın ruhu Cem Karaca
Çok Yorgunum’un yorgunu, sürgün yorgunu Cem Karaca
1964 RC mezunu Cem Karaca 59’unda öldü
Ve ben
10 Nisan’da yolu yarılayacak olan ben
Cem Karaca’nın ne bir konserine gittim, ne de müzik icra ettiği mekana
Oysa romantik isyankar yıllarımın mitiydi benim için
Sonra sonra çok şey değişti
Ne değişmedi ki? Hangimiz değişmedik ki?
Ama o hangi parçayı hangi tarzda söylerse söylesin
ben sanki yine Tamirci Çırağını dinliyormuşum gibi hissederdim kendimi
Sesi, gözleri, şapkası, tarzı,
kamburunu çıkardığı halde dimdikmiş gibi duruşu
hipnoz etkisi yapardı sanki üzerimde
Böyle de güçlü böyle de derinlerden gelen
böyle de toprağa kök salan bir ses, bir söyleyiş olur muydu?
Böyle de usta olur muydu?
Benimkisine gelince
Böyle de ahmaklık olur muydu?
Bir kere bile gitme sen
Ne konserine ne de mekanına
Yani yine bir erteleme, bir pişmanlık daha

Bu sayımızda Cem Karaca’yı uğurluyoruz
Üstelik Karaca öldüğünden beri hakkında okuduğum en doğru en nesnel ve en güzel yazıyla. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’ndan Ayhan Akkaya Karaca’nın sanatsal çizgisini, tabanının Karaca’dan beklentilerini konjonktürel bir şekilde özetledi. Eline sağlık Akkaya.

Bu sayımızda ayrıca Jak Deleon dostları onun kitaplarını anlatıyor. Deleon bir süredir sağlık sorunlarıyla boğuşuyor. Bu mücadelede Deleon’un İstanbul tutkusunun galip geleceğini umuyor ve kendisine şifa diliyoruz.

Toplam Yorum: ...
captcha
Resimde gördüğünüz harfleri yukarıdaki alana giriniz