Fay Hattında 15 Yıl: TV Haber Programcılığı ve Bir Örnek: 32. Gün
Ali Kırca 32. gün halkın anlayabileceği bir program olma hedefiyle çıkmadı. Tam tersine bu program elit için yapıldı. Ama elit için yapılan programı halk anladı ve programcılar halkın elit için yapılan programı anlayabileceğini anladı. "32. gün" bunun hikayesidir.
Cevat Taylan Benim zırhımla Birand'ın zırhı karşılaştırılamaz. Hatta beni çıplak dolaşıyor da sayabilirsiniz.
Turan Yavuz Birand'ın Milliyet'teki köşesinde adı da "Biz ve Onlar"dı. Onlar ne yapıyor? Ne diyoruz? Birand gazete köşesindeki bu anlayışı aynen "32. gün"e de uyguladı.
Mehmet Ali Birand 1997 yılından sonra çok daha fazla baskı gördük. O yüzden "duralım" dedik. Devletle kavga edemezsin. Gladyoyu ilk defa biz çıkarmıştık. Güneydoğu ile ilgili konuları ilk biz ele almıştık. DEP milletvekilleriyle hapishanede canlı yayın yapmıştık. Ama bütün bunlar devletin resmi politikasına ters düştüğü için eleştiri aldık. Ama ilginç olan bunu halk da istemiyor. Toplum devletle kavgalı olan gazeteciden kaçıyor, tıpkı Refah'tan ya da Fazilet'ten kaçtığı gibi. Bunun üzerine mesela Güneydoğu konusunu ele almamaya başladık. Bu geçici bir dönemdir.
Deniz Arman Gazetecinin işi haberdir. Ama haberi engellemeyi iş edinenler de vardır. Gazetecinin görevi o engelleri aşmak, onların görevi de o engeli yükseltmektir. Bu böyle bir mücadeledir. "Çimlere basmayınız" sözü gazeteciler için değildir.
Can Dündar Ben kendimi tamamen uluslar üstü bir gazeteci olarak görmek isterim. Herhangi bir aidiyet hissetmek istemem. İnsanların ölmesini teşvik etmek ya da şiddeti özendirmek gibi konularda elbette ki kaygılarım vardır. Ama bunun beni bağlamasına izin vermem. Aksi takdirde devletin yayıncısı ya da halkın şakşakçısı haline gelirim.
Mithat Bereket Terorist bir harekete siz bütün kanalları kapatırsanız, çok daha fazla cana mal olacağı gibi kör olursunuz. Onunla mücadele ederken en azından onun pes ettiğini duymak için iletişime ihtiyacınız var. (Arka Kapak)
Türkçe 232 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 13 x 19 cm İstanbul, 2000 ISBN : 9789758497003
Fay Hattında 15 Yıl: TV Haber Programcılığı ve Bir Örnek: 32. Gün
Ali Kırca
32. gün halkın anlayabileceği bir program olma hedefiyle çıkmadı. Tam tersine bu program elit için yapıldı. Ama elit için yapılan programı halk anladı ve programcılar halkın elit için yapılan programı anlayabileceğini anladı. "32. gün" bunun hikayesidir.
Cevat Taylan
Benim zırhımla Birand'ın zırhı karşılaştırılamaz. Hatta beni çıplak dolaşıyor da sayabilirsiniz.
Turan Yavuz
Birand'ın Milliyet'teki köşesinde adı da "Biz ve Onlar"dı. Onlar ne yapıyor? Ne diyoruz? Birand gazete köşesindeki bu anlayışı aynen "32. gün"e de uyguladı.
Mehmet Ali Birand
1997 yılından sonra çok daha fazla baskı gördük. O yüzden "duralım" dedik. Devletle kavga edemezsin. Gladyoyu ilk defa biz çıkarmıştık. Güneydoğu ile ilgili konuları ilk biz ele almıştık. DEP milletvekilleriyle hapishanede canlı yayın yapmıştık. Ama bütün bunlar devletin resmi politikasına ters düştüğü için eleştiri aldık.
Ama ilginç olan bunu halk da istemiyor.
Toplum devletle kavgalı olan gazeteciden kaçıyor, tıpkı Refah'tan ya da Fazilet'ten kaçtığı gibi. Bunun üzerine mesela Güneydoğu konusunu ele almamaya başladık. Bu geçici bir dönemdir.
Deniz Arman
Gazetecinin işi haberdir. Ama haberi engellemeyi iş edinenler de vardır. Gazetecinin görevi o engelleri aşmak, onların görevi de o engeli yükseltmektir. Bu böyle bir mücadeledir. "Çimlere basmayınız" sözü gazeteciler için değildir.
Can Dündar
Ben kendimi tamamen uluslar üstü bir gazeteci olarak görmek isterim. Herhangi bir aidiyet hissetmek istemem. İnsanların ölmesini teşvik etmek ya da şiddeti özendirmek gibi konularda elbette ki kaygılarım vardır. Ama bunun beni bağlamasına izin vermem. Aksi takdirde devletin yayıncısı ya da halkın şakşakçısı haline gelirim.
Mithat Bereket
Terorist bir harekete siz bütün kanalları kapatırsanız, çok daha fazla cana mal olacağı gibi kör olursunuz. Onunla mücadele ederken en azından onun pes ettiğini duymak için iletişime ihtiyacınız var.
(Arka Kapak)
Türkçe
232 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 13 x 19 cm
İstanbul, 2000
ISBN : 9789758497003